[row]
[col span=”1/4″ animate=”fadeIn”]selimiye_camisi (1)[/col]
[col span=”1/4″ animate=”fadeInLeft” delay=”0.3s”]selimiye_camisi (2)[/col]
[col span=”1/4″ animate=”flipInX” delay=”0.6s”]selimiye_camisi (3)[/col]
[col span=”1/4″ animate=”flipInY” delay=”0.9s”]selimiye_camisi (4)[/col]
[/row]

Bugünkü adıyla “Kıbrıs  Selimiye Camii” Hagia Sophia adı verilen bir bizans klisesi üzerine inşaa edilerek, 1208 yılında yapımına, Latin Başpiskoposu Eustorge de Montaigu tarafından yapılan girişim sonucu başlanmıştır. 1326 yılın katedral kutsanmış ve ibadete açık hale getirilmiştir. Tabi ki bu yapı, günümüze gelene kadar bir çok etkiye maruz kalmış ve değişimler yaşamıştır. Lüzinyanlar döneminde de açık olan bu ibadethane, Kıbrıs’ın en büyük ibadethanesi olduğu için, o dönemde taç giyme törenleri de yine bu mekanda yapılıyordu.

Yapı 1373 yılınca Cenevizliler ve ardından 1426 yılında Memlükler tarafından yağma edilmiş ve büyük zarar görmüştür. Onca geçen yılın ardından; yaşamış olduğu bir kaç depremde , yapıya zararlar vermiştir. Yine 1491 yılında meydana gelen depremde, yapının doğu kısmı yıkılmıştır. Yıkılan bu bölümü, Venedikliler döneminde onarılmıştır.

Yapı Fransızlar tarafından yapılandırılmıştır. Yapı anıtsal bir mimariye sahiptir. Bu katedral Orta Çağ Fransız mimarisinin çok güzel örneklerinden biridir. Yapı Gothic Mimari örneklerinden Kıbrısdaki en çarpıcı yapılardandan birisidir. Yapıda bitirilemeyen, girişteki çan kuleleri üzerine Osmanlı döneminde minareler yapılarak camiiye dönüştürülmüştür.  Yapı 1571′de Kıbrıs’ın en büyük camiisi olarak ibadete açılmıştır. Camii ‘nin adı Kıbrıs’ın fethi sırasında; 1954 yılına Padişah 2. Selim anısına ismi değiştirilerek bugünkü Selimiye Camii adını almıştır.

Katedralin içinde, 3 koridor ve 6 tane yan bölüm vardır. İçinde küçük ölçekte ibadethaneler vardır. Kıbrıs Selimiye Camii ‘nin en ilginç özelliklerinden birisi, Lüzinyanlar döneminden kalan içerisinde kalan mezarlar. Soylu kralların gömülü olduğu ve bu gömülü mezarların mermer kaplamaları şu anda bile Kıbrıs Selimiye Camii‘ nin yer yer döşemesini oluşturmaktadır. Osmanlı döneminden buyana bu mermer döşemeler hasır ve klim ile örtülü olduğundan ve insanlar içeride yalın ayakla dolandıkları için, mermerler üzerinde olan yazılar bozulmadan günümüze kadar gelmişlerdir.