[row]
[col span=”1/4″ animate=”fadeIn”]kantara_kalesi (1)[/col]
[col span=”1/4″ animate=”fadeInLeft” delay=”0.3s”]kantara_kalesi (2)[/col]
[col span=”1/4″ animate=”flipInX” delay=”0.6s”]kantara_kalesi (3)[/col]
[col span=”1/4″ animate=”flipInY” delay=”0.9s”]kantara_kalesi (4)[/col]
[/row]

Tarihte,Girne’nin saldırılara karşı korunması açısından Kantara en önemli kalelerden biri olmuştur. Kantara kelimesinin Arapça’da anlamı ‘köprü’ yada ‘kemer’ dir. Kalenin bir köprü vazifesi yapması ve çevresinde kontrol altında tuttuğu alan düşünüldüğünde adı cok daha fazla anlam kazanmaktadır. Kale bir grup sarp kayalığın üzerinde inşa edilmiştir. Tarihi 10.yy’a bir gözlem evi olarak inşa edildiği döneme dayanır. Kale ile ilgili ilk kayıtlara 1191 yılında aslan yürekli Richard’ın adayı ele geçirdiği dönemde rastlanmaktadır. Daha sonra Trabzon’dan gelen isyankar bir Bizans prensi olan Issac Commenos Adayı zaptetmiş ve kendini Adanın kralı ilan etmiştir. Commenos yedi yıl süren despot yönetiminden sonra Kantara’ya sığınmıştır.

12.yy’da kale Lüziyanlar tarafından yeniden şekillendirilmiştir. Ada’nın tarihi boyunca Kantara, savunmasız kalmış baron ve krallara bir sığınak olarak hizmet etmiştir. 1373 yılında Cenevizliler’in Gazimağusa ve Lefkoşa’yı almalarıyla birlikte kale Kral 1. Peter’in kardeşi olan Antakyalı John’a geçmiştir. Daha sonra ise kale 1.James tarafından yeniden kuvvetlendirilmiş ve Ada’nın korunmasındaki görevine devam etmiştir.